“Eşhedü en lâ ilahe illellah ve eşhedü enne Muhammeden Abdühû ve Resulühu” sözüdür. Anlamı şudur: “Allah’tan başka bir ilah bulunmadığına ve Muhammed’in Allah’ın kulu ve elçisi bulunduğuna şahitlik ederim.”

Kelime-i Tevhid, Allah’ın birliğini ve Hz. Muhammed’in Allah elçisi olduğunu haber veren bir ifade olmasına karşılık, Kelime-i Şehadet, Allah’ın birliğine ve Hz.Muhammed’in Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna şahitlik getirmek, bunu başkalarına duyurmaktır. Bu sebeple İslâm’ı kabul edenler Kelime-i Şehadet getirirler. Nitekim ezanda hem Kelime-i Tevhid, hem de Kelime-i Şehadet bulunmaktadır.

Burada dikkate çeken önemli bir nokta vardır. Gerek Kelime-i Tevhid, gerekse Kelime-i Şehadet’de Hz. Muhammed’in önce Allah’ın bir kulu, sonra elçisi olduğuna değinilmektedir. Bunun anlamı şudur: İslâm inancında Peygamber, yalnız Allah katından görevlendirilmiştir bir kuldur. Peygamberin bir kul olduğuna inanmak da imanın gereğidir. Elçilik görevi dışında Peygamberin diğer kullardan herhangi bir farkı yoktur. Hıristiyanların Hz.İsa’yı Allah’ın oğlu olmakla vasıflandırmaları, ona ilahlık nispet etmelerine karşılık, İslâm hem bizim Peygamberimizi, hem de İsa Peygamberi tenzih etmektedir. Kişi Allah’a ne kadar yakın olursa olsun, onu kutsallaştırmak caiz değildir. Bütün yücelikler, bütün kutsallıklar yalnız Allah’ındır. Yardım da O’ndan istenir, dualar da ona yapılır, ibadet de O’na tahsis edilir.

 

  • PAYLAŞ