Arapça bir sözcük olup, evreni yaratan ve yöneten en yüce varlık, yaratıcı kudret anlamında olup, “ilâh” sözcüğünden türemiştir. Başına “El” takısı getirilince “el-İlâh” şeklini almıştır. Zamanla bu kelime, okunuşta kolaylık sağlamak üzere, “Ellah” şeklinde dönüşmüş, bugünkü Türkçe’mizde ise “Ellah” tarzında okunmuştur. Allah sözcüğünün anlamı, tapınılan tek varlık demektir. Allah sözcüğü yerinde Tanrı da kullanılmaktadır.
Zerreden küreye kadar her şey Allah’ın varlığını belgelemektedir. Evrendeki eksiksiz düzen, sayısız tabiat olayları, Allah’ın varlığını güneş gibi açığa çıkarmaktadır. Bilim ve teknik ilerledikçe, sağlıklı akıl, Allah’ı daha yakından tanıma imkânı bulmaktadır. İnsan küçük bir âlemdir. Onun yaratılışındaki mükemmellik, Yüce Allah’ın yaratmadaki sırlarını çözmek için yeterlidir. Ancak, henüz insanlık, kendi yaratılışının sırlarını tam olarak çözebilmiş değildir. Bu eksiksiz ve harika sanatın sahibini tanımak her akıl sahibi için bir borçtur. Allah’ın varlığını ispat etmek için, bilim adamları sayısız deliller, kuvvetli belgeler ortaya koymuşlardır. Fakat aslında insan kendi yaratılışını, hatta bir zerrenin yaratılışını düşünürse, Allah’a kolayca ulaşır, fazla yorulmaya ihtiyaç yoktur. Nitekim bir şairimiz bu konuyu ne güzel dile getirmiştir: “Varlığını ispata ne hacet kürre-i âlem ile-yetmez mi ispatına halk ettiği zerresi bile.” Yani, Allah’ın varlığını kocaman evren ile ispatlamaya ne gerek vardır ki? O’nun varlığını ispat etmek için bir zerre bile yeterlidir.”