Bursalı Safiye Hanım ve Mi’râciyye Vakfiyesi

Prof. Dr. Mustafa KARA



BURSALI SAFİYE HANIM VE Mİ’RÂCİYYE VAKFİYESİ

Prof. Dr. Mustafa KARA

Mirâciyye vakfının
Vâkıfıdır bu Hanım
Resûl’e olan aşkın
Şâhididir bu Hanım
Vakfı yaşatanların
Gayreti gerek canım
Vardavî

Bilindiği gibi Hz. Peygamber ile ilgili olarak kaleme alınan siyer ve mevlidler başta olmak üzere bütün eserlerin ortak konularından biri de Mi’ractır. Yüzyıllardan beri dünyanın farklı coğrafyalarında ve değişik dillerde Efendimiz ile; O’na duyulan aşk ve mahabbet ile ilgili manzum, mensür binlerce eser yazılmıştır. Dinî tasavvufî Türk edebiyatının en derin ve bereketli konularından biri de budur. “Mekke’de Muhammed (s) Türkistan’da Ahmed” ifadesiyle tanınan Ahmed Yesevî’den beri edib ve şairlerimiz Mi’rac ile ilgili olarak kendilerine ulaşan bilgileri hayal güçleriyle süsleyerek bu muhteşem olayı müminlerin imanlı gönüllerine aktarmanın yollarını aramış bulmuşlardır. Bir müddet sonra bu şiirlerin bestelenmesiyle daha başka bir güzellik ortaya çıkmış, musikinin gönül tellerini okşayan meltemi esmeye başlamış, bir başka ifade ile insan sesi ve nefesi ile Peygamber aşkı ve şevkı bir araya gelmiştir.
Mevlid metinlerini makamlı, makamsız, toplu veya tek başına okuma geleneğine bir müddet sonra Miraciyye de eklenmiştir. Özellikle Mirac kandillerinde tekkelerde başlayan bu adet giderek yaygınlaşmıştır.
Dersini göklerde aldı
Muştusun ümmete saldı
Ruhunun özüne daldı
Mirac sultanı Muhammed
Vardavî

Konu ile ilgili dikkat çekici bir davranış da Bursalı Safiye Hanım tarafından ortaya konmuştur. 1888 tarihli vakfiyeye göre, Mevlid, Regâib ve Berat kandillerinde mevlid, Kadir gecesi hatm-i şerif, Mirâc kandilinde de Mirâciye okunması sağlanacaktır.
Safiye Hanım, damadı Mustafa Rakım Efendi ile birlikte hazırladıkları bu vakfiyenin Mirâciye ile ilgili bölümü –belki inanmayacaksınız ama- bugün yaşamaktadır. Her sene Mirâc kandilinin olduğu günün ikindi namazından sonra Nâyî Osman Dede’nin bestelediği Mirâciye, vakfiye gereği okunmaktadır. Mirâciyehânlar görevlerini Hoca Muslihuddin/Mahkeme camiinde (Kız Lisesi’nin karşısında) ifa etmektedirler. Dergâhların sırlanmasıyla birlikte bu gelenek te unutulmuştu. Sözkonusu geleneğin günümüzde yaşamasına vesile olanlardan biri de Bursa Numaniye Dergâhı son postnişini Safiyyüddin Efendi’nin oğlu Ziya Eşrefoğlu’dur (öl. 1977). Yeğenleri Safiyyuddin Erhan beyefendi aynı hizmeti yıllardan beri zevkle ve muazzez bir emânet şuûruyla sürdürmektedir.

Medet yâ sâhibe’l-Mi’râc meded senden kerem senden
Meded yâ şefia’l-usât lutuf senden himem senden
Şemseddin Mısrî

Musikişinaslara göre klasik mûsikîmizin en uzun bestesi Osman Dede’nin bu eseridir.

Osman Dede Kim?
Galata Mevlevihânesi’nde yetişen ve bu dergâhta şeyhlik yapan Nâyî Osman Dede (öl. 1729)
İstanbul doğumlu olup, Galata Mevlevîhânesi şeyhi Gavsî Dede’nin yanında yetişti. Arapça ve Farsça’ya olan vukufu edebiyat, musikî ve tasavvufa olan hakimiyetine yardımcı oldu. Mürşidi ve kayınpederi Gavsî Dede’nin alem-i cemâle intikalinden sonra, 1698’de Galata Mevlevîhânesi’ne postnişin oldu. Kendisinden sonra yerine oğlu Abdülbâki Sırrî Dede şeyh oldu. Sırrî Dede’nin kızı Saide Hanım Yenikapı Mevlevîhânesi şeyhi Kütahyalı Ebubekir Dede ile evlenmiş ve bu izdivaçtan üç büyük bestekâr mevlevî doğmuştur: Ali Nutkî Dede, Abdülbâki Nasır Dede, Abdurrahim Künhî Dede.
Kutb-ı Nâyî Osman Dede’nin Rabt-ı Tabirât-ı Musikî, Nota-i Türkî ile Ravzatü’l-İ‘caz adlı eserleri günümüze gelebilmiştir. Miraciyye’nin dışında pek çok bestesi vardır: Dört mevlevî ayini, dört tevşih, iki ilahi, yirmi sekiz peşrev, yirmi beş saz semaisi bestelemiştir.
Nayi Osman Dede ile Bursa arasında Miraciyye’den öte bir başka ‘bağ’ daha vardır. Mürşidi ve kayınpederi Gavsî Ahmed Dede tasavvufî eğitimini Bursa Mevlevîhanesi’nde Cünûnî Ahmed Dede’nin halifesi Zihnî Salih Dede’nin (öl. 1662) yanında tamamlamış daha sonra Galata/Kulekapısı Mevlevîhanesi’nde postnişîn olmuştur.
Söz Sefine-i Evliya sahibi Hüseyin Vassaf Efendi’nin:
Nâzım-ı manzume-i miraciyye Osman Dede
Eylemiş vakf-ı vücud-i zât Cenab-ı Ahmed’e
Arif u kamil idi ol bülbül-i bağ-ı Habib
Akibet pervaz idüp gitti makam-ı Es’ade
Can u dilden arz-ı hürmet eyle Vassâf daima
Mahzen-i aşk u kemaldir Hazret-i Osman Dede

Vakfiyede Başka Neler Var?

Kültür ve medeniyet tarihimizin en önemli yadigârlarından biri de vakıflar ve bunların yönetim şeklini belirleyen vakfiyelerdir. Maddi ve malî bir kaynağı, Allah için toplumun hizmetine sunmak anlamına gelen vakıf , yüzyıllardan beri sosyal hayatta bir çok hizmetin yürütülebilmesine imkân vermiştir.
Bir hukukî belge olan vakfiyeler bize sadece vakfın kurucusu, tahsis edilen para ve harcama şekli hakkında bilgi vermez. Bunun yanında dönemin dinî, siyasî, ilmî, iktisadî ve askerî konularla ilgili başka yerde olmayan detaylar da sunar. Safiye Hatun’un vakfiyesinde Miraciyye dışında bize XIX. yüzyılın Bursa’sında kandil gecelerinde neler yapıldığı hakkında çok renkli bilgiler sunmaktadır.

İbrahim Paşa mahallesinde oturan Ataullah Efendi’nin kızı Safiye Hanım tarafından kurulan vakfın mütevellisi damadı Mustafa Ağa oğlu Mustafa Râkım Efendi ve kızı Muhsine Hanım’dır. Vakıf için ayrılan para ve belirtilen gelir kaynakları ile yapılması gereken işler de tek tek sıralanmıştır. Ramazan ayı ve kandil gecelerinde yapılacak faaliyetlerde görev alacaklar ve bunlara verilecek ücretleri tespit ve tayin eden vakfiye metni şöyle özetlenebilir:

İbrahim Paşa Camii’nde Rebiulevvel’in 12. Gecesi (Mevlid kandili) mümkün olmadığı takdirde herhangi bir Cuma gecesi “Menkıbetname-i Hazreti Risaletpenahi” (Mevlid) kıraat olunacaktır.
Her sene Receb-i ferdinin 27. gecesi mezkur camide Mi’racu’n-nebi kıraat olunub dinleyenlere kafi miktarda süt ve şerbet, mirachan ve zâkir efendilere ücret verilecektir.
Her sene Şabanu’l-muaazzamın 15. Berat gecesi mezkur camide Mevlûdu’n-nebi kıraat edilecektir.
Her sene Ramazan mağfiret nişanda mezkur camide ehl-i kur’an bir hafız efendi sırayla her gün bir cüz okuyacak Kadir gecesinin seherinde tamamlanıp duası yapılacak caminin kayyımına 50 kuruş, hatim duasını edene 20 kuruş, esnay-ı hatm-i serifte hazır bulunmuş hafız efendilere 20 kuruş verilecektir.
150 kuruşluk zeytinyağı alınıp, mukabele okunurken, teravih kılınırken caminin içinde ve minarede kandil yakılacaktır.
Hz. Üftade’nin türbesinde seher vakti Ramazan-ı Şerif’te her gün bir cüz okuyan mücevvid-i ehl-i Kur’an Hafız Efendiye 160 kuruş cami kayyımı 50 kuruş dua eden zata 20 kuruş hatimde bulunan hafız efendilere 20 kuruş verilecektir.
150 kuruşluk zeytinyağı alınıp mukabele okunurken ve teravih kılınırken caminin içinde ve minaresinde kandil yakılacaktır.
İspirmecet mumu alınıp her iki hatmi okuyan hafız efendilere ve dinleyenler huzurunda yakılacaktır.
İbrahim Paşa camiinde vakfettiğim saati kurana 60 kuruş verilecek, gerekirse tamir ettirilecektir.
Arife günü bir koyun alınıp mezkur caminin önünde kesilip fakirlere dağıtılacaktır.
150 kuruş zeytinyağı alınarak Hoca Alizâde mahallesi camiinde ve minaresinde kandil yakılacaktır.
İcray-ı şerait-i mezkure muteazzir olursa (vakfiye şartları her hangi bir sebeple yerine getirilemez olursa) menâfi-i vakıf mutlaka fukarây-ı müslimine (fakirlere) yahut Guraba (Garibler) Hastanesine yönlendirilecektir.

Mevlid yazarı Bursa’lı Akif Efendi’nin (ö. 1814) Miraciyye’sinde “sevdiğim” kelimesi beş beyitte on defa tekrar edilmektedir:

Zümre-i peygamberâna pişuvâdır sevdiğim
Sâlikân-ı râh-ı Hakka rehnümâdır sevdiğim

Vâsıl-ı Hak mahrem-i sırr-ı Hüdâ’dır sevdiğim
Âlemine hâce-i müşkil-güşâdır sevdiğim

Sırr-ı sübhanellezî’ye âşınâdır sevdiğim
Ol nişindir kim ale’l-arşistevâdır sevdiğim

Mihmanhâne-i Rabbu’l-ulâdır sevdiğim
Müznibine şâfi-i rûz-i cezâdır sevdiğim

Bir mürüvvet menbaı kân-i sehâdır sevdiğim
Hâsılı Ahmed Muhammed Mustafa’dır sevdiğim

Evet, yaklaşık 130 yıl önce kurulan bu vakfın sadece bir maddesi işlemektedir: Her yıl mir’rac kandilinde Bursa Anadolu Kız Lisesi’nin yanında bulunan İbrahim Paşa (Mahkeme) Camii’nde ikindi namazından sonra Nayî Osman Dede’nin Miraciyye’sini okumak ve dinleyenlere –vakfiye gereği- süt ikram etmek. Yanında bendenizin Mi’râciye kitabı da hediye.
İkindi namazına yetişemeyen dostlar yatsı namazına Çatalfırın’da Safiyyuddin Erhan Bey’in devlethanesine gelebilirlerse kaçırdıkları fırsatı yakalayabilirler.

27 Şubat 2022/27 Receb 1443 Pazar günü bekliyoruz.

106 beyitlik Miraciyye’nin ilk ve son üç beyti şöyledir:

Evvel Allah adını yâd eyleriz.
Dil dil olmuş kalbi dil-şâd eyleriz
Zikr-i Hak’la nutk-ı irşâd eyleriz
Her harâb-âbâdı âbâd eyleriz
Hazret-i Ahmed sıfâtın söyleriz
Mustafa’nın mu’cizâtın söyleriz
*
El kemâl-i kudret issi Pâdişah
Sen kabul eyle ricamız yâ İlâh

Fatiha’yla bed olundu bu kelâm
Fatiha’yla hatmolunsun vesselâm

Ahmed ü Ashâb u cümle müminin
Rahmetüllahi aleyhim ecmaîn
***
TEK BAŞINA Mİ’RÂCA YÜKSELEN AHMED-İ MUHTÂR’A (S)
Kurban olam toprağına taşına
Burak’ının hilâl gibi kaşına
Altı cihet İsrâ suresin okuyor
“AHMED (S) REFREF İLE TEK BAŞINA” 1443

  • PAYLAŞ